Ses Sistemleri İyileştirme Önerileri

Ses Sistemleri İyileştirme Önerileri

Bölüm 4 : Müzik Sistemini Nasıl İyi Çaldırırsın ?


Her sistemin bir analize ihtiyacı vardır. Bu analizi sistemin sahibinin yapması gerekir. Çünkü ancak onun kulak zevki , kendi önceliklerine karar verebilir. Bu öncelikler doğrultusunda sistemin ses yolculuğunda yol haritası şekillenir. Bir müzik sistemini nasıl farklı şekilde çaldırırsın , bunun yöntemleri nelerdir , bunları diğer başlıklar altında detaylıca anlatacağım zaten. Ancak bu detaylı analize ve yöntemlere girmek istemeyenler için asgari olarak yapılması gerekenleri ,kolaylık olması açısından aşağıda maddeliyorum. Yeni başlayanlar için de faydalı olacaktır. 

-        Öncelikle hap tavsiyeler bölümünde anlattığım ilk 4 maddeyi hala uygulamadı isen mutlaka uygulamalısın. Ne idi bunlar ?
 
1.Kapındaki sigorta kutusuna , odyofil sigorta taktırmalısın.

2.Sistemin elektrik alacağı prizi , odyofil priz ile değiştirmelisin.

3.Sistemini bağlayacağın elektrik hattının , duvar içi kablolamasını değişmelisin.

4.Evin diğer cihazlarından elektrik hattını ayırmalısın , topraklamasını yaptırmalısın. 

 

 
-        Cihazları mümkün olduğunca üst üste koymamalısın , birbirine dokundurmamalısın.. İlk dönemler sehpam yetersiz olduğu için ben de mecbur kalmıştım ancak mutlaka aralarına önlemler almıştım. (Cihaz ayakları , ağırlıklar , titreşim emen ya da saptıran malzemeler vs…)

-        Cihazları stabil , titreşmeyen , masif bir sehpa üzerinde ayrı ayrı konumlandırmalısın.

-        Cihazların her birinin altına 3’er adet çivi (spike) ya da titreşimi yönetebileceğin bir ayak koymalısın. 

-        Cihazların üzerine çeşitli ağırlıklar koyarak,  cihazları hem stabil bir duruşa kavuşturmalı hem de cihaz kasasındaki  kontrolsüz titreşimin yönetilmesini sağlamalısın. Bunun için para verip bir tweak cihazı almana da gerek yok. Bir yapı markete giderek alacağın şık krom kapı önü ağırlıklarını , cihazlarının üzerine koyalabilirsin mesela.

-        Cihaz sehpasının ayaklarının her birinin altına birer çivi (spike) takmalısın. 

-        Sinyal ve elektrik kablolarını mümkün olduğunca birbirine dokundurmamalısın. Aralarına birbirini yalıtacak malzemeler konumlandırmalısın. Bunun için de öyle büyük paralar harcamaya gerek yok. Yine bir yapı marketten plastik spiral kablo toplayıcı alabilirsin. Bunu 5-6 cm’lik küçük parçalara ayırıp ; alacağın sünger parçalarını küçük küçük kesip ;  bu spiral parçaların iç kısmına tampon olarak yerleştirebilirsin. Artık elinde , kablolarının birbirine değdiği tüm noktaları ayırabileceğin bir tamponun bulunmaktadır. Kablolarının yere , birbirine , duvara değdiği her noktada bunları kullanabilirsin. Etkisini duyduğunda şaşıracaksın.
 
-        Hoparlör kablolarını yerle temas ettirmemelisin , kablo asansörleri ile yerden 10-15 cm. yüksekte konumlandırmalısın. Kablo asansörü olarak piyasada bir çok marka bulunmaktadır. Hemen hepsinin mutlaka olumlu etkileri vardır. Eğer çok para harcamayayım dersen , marangozdan ahşap parçaları kestirerek başlayabilirsin. Seçilen ahşap sert ve lifli olmalı. Akçaağaç , gül ağacı ve hatta mümkünse abanoz (ebony) en tercih edilenidir. Ya da mermer , granit parçalarından kablo asansörlerinin de işe yaradığını bizzat tecrübe etmişimdir. 


-               Hoparlörlerinin hava port’unun neresinde olduğuna göre , duvara olan mesafesi  ve konumlandırması çok önemlidir. Bir çok sıkıntı bazen birkaç ufak hoparlör düzenlemesi ile giderilebilmektedir. Hoparlörleri sisteminden daha önde ve açıkta konumlandırman , duvardan (arkadan , sağdan , soldan) en az 1,5 - 2 m. mesafe koyman , sahne üzerinde  büyük etki yaratacaktır. Özellikle hava portu arkada olan hoparlörler  , duvardan ne kadar uzakta konumlanırsa basların yansımalar sonucu oluşacak olumsuz etkisi o kadar azalacaktır. Ancak bazen de tam tersi , basları hissetmek için (yine hava portları arkada ise) hoparlörleri duvara yaklaştırmak gerekir.  Hoparlörün kendini sahnede kaybetmesi de bu mesafe ile doğrudan ilgilidir. Duvarın dibine konumlanmış bir hoparlör asla kendini kaybedemez.  

Buna göre en uygun ayarı deneme yanılma ile kendin yapmalısın.



-        Hoparlörlerin sana bakış açısı ve birbirine olan mesafesi önemlidir. Bazı hoparlör üreticileri kataloglarında kendi ürünleri için kullanıcılara bunu tavsiye niteliğinde vermişlerdir. Ancak burada birkaç ufak önemli bilginin yine faydası olacaktır.

Hoparlörlerin arasını ne kadar açarsan sahne genişler. Ancak bu , vokal odaklanmasından ve gerçek enstrüman boyutlarından feragat etmen anlamına gelir. Dinleti odanın boyutlarına göre değerlendirme yapılması gerekse de , hoparlörler arası mesafe  2–2,5m. dir genelde. Ancak burada deneme yanılma yöntemi en ideal yöntemdir. Test parçandaki enstrümanların boyutlarına ve yerlerine dikkat et. Gerçek hayatta duvar boyunda çalan bir davul olamayacağını , kadın vokalin boyunun da maksimum 160 – 170 cm. olabileceğini unutma. Bunları baz alarak seçimlerini yapabilirsin.
 
Hoparlörlerin sana olan bakış açısı vokal odaklanmasını doğrudan etkiler. Ne kadar içeri ve yüzüne bakarsa , vokal o kadar karşında ve tek noktada söyler. Ancak bu sefer de sahne genişliğinden feragat etmiş olursun. Unutma herşeyin fazlası , diğer taraftan başka bir şeyi götürür bu hobide. Bu sebeple yapacağın denemelerle , optimum ayarı bulmak durumundasın. Kısaca vokal hem karşında tek noktada odaklanmış ve keskin hatlarla belirmişken; aynı zamanda sahne de maksimum genişlikte olmalıdır. Enstrümanları arka arkaya sıralanmış şekilde değil , yan yana ve aralarında hava boşluğu varmış gibi ve keskin sınırları ile hissetmelisin.
Hoparlörlerin yönünü ayarlarken , genelde ünitelerinin tam orta noktasından geçen sanal doğruların , dinleti koltuğunda otururken , başının tam arka noktasında birleştiğini varsayarak yapmalısın.Bazı hoparlör üreticileri kendi tasarımları için kataloglarında özellikle farklı bir takım önerilerde de bulunmaktadırlar. Bunu da göz ardı etmemelisin. 
 
Hoparlörünün altındaki çivilerle (spike) oynayarak , öne ya da arkaya yatırabilirsin. Hoparlörünü arkaya yatırdığında bunun sahneye olumlu etkisi vardır. Daha derin ve parabolik bir sahne kazanmana yardımcı olur. Ancak bunun derecesi önemlidir çünkü bu da mikro detaylardan feragat etmen anlamına gelir. Bunu bir arkadaşımla yaptığımız mikrofonlu profesyonel bilgisayar ölçümü ile de bilimsel olarak gözlemleme şansı yakalamıştım. Yaptığımız testlerde hoparlör öne doğru yatırıldığında , ses grafiği hifi felsefesinde  istenen optimum frekans doğrusuna  doğru yaklaşıyordu. Geriye  doğru yatırıldığında ise frekanslarda bir farklılık olmuyor ancak grafik bir önceki doğrunun altında klonlanıyordu. Bu eğimi ne kadar indirirsek , grafik o kadar yukarı taşınıyordu.  Yaptığımız detaylı dinletilerde her iki durum arasındaki farkları sahnedeki ve mikro detaylardaki değişimler olarak saptamıştık.
-        Hoparlörleri kesinlikle vitrinlerin , masa yada koltukların arasına koymamalısın. İki hoparlör arasında tekli koltuk olan sistemler gördüm. Ya da bir vitrinin hoparlörü yuttuğu sistemler. Bu hoparlörleri prangalarından kurtardığımızda çıkan sese sahibi bile inanamamıştı her keresinde.
 
-        Hoparlörünün  altına ses tercihlerine uygun bir tabla (mermer , granit , ahşap) koymalısın.Tabla ile zemin arasına da ya mantar tabaka ya da yapı marketlerden çamaşır makinesi altlığı adı altında satılan sert lastik kırpığı malzemeden alıp sermelisin. Ancak bazı durumlarda en alta koyulan bu tabakaların kaldırılması ve tablanın sadece zemine temas etmesi bile sistem sesine olumlu etki yapabilir. Bunu göz ardı etmemelisin. Çünkü lastik malzeme sesi yumuşatır , alt sesleri yuvarlatır. Eğer senin kulak zevkin daha tok ve köşeli bas seslere uygun ise , en alttaki tabakayı sertleştirmek ya da kaldırmak bu yönde bir etki alınmasını sağlayacaktır.

 
Ahşap tabaka , mermer , granit malzeme seçiminde de bu tercihler önemlidir. Örneğin eğer detay ihtiyacın ön planda ise , hoparlör altına kesinlikle granit koymalısın. Baktın detaylar geldi ancak altlar çok mu sert vurmaya başladı? Hemen granit altına , lastik tabaka sermelisin. Unutma bu iş al gülüm ver gülüm işidir. İki alırsın , bir verirsin. Yeter ki neyi nasıl geri alabileceğini bil.
 

-        Sisteminin arkasına diffüzör özellikli bir malzeme yerleştirerek , sistemin arka tarafından odanın içine geri yansıyan ses dalgalarının kırılmasını sağlamalısın. Ses dalgaları suya atılan taş misali , odanın içinde dalgalar halinde yayılırlar. Duvarlara ya da pencerelere çarpan ses dalgaları , eğer buralarda bir diffüzör yoksa , olduğu gibi geriye yansır. Ve arkadan gelen ses dalgaları ile havada çarpışır. Bu durum, odanın içinde dip gürültüye neden olur ,  sound’un berraklığını , arka planın sessizliğini olumsuz etkiler. Tatbik edilmiş halini duymadan , bunun bir eksiklik olduğunu anlayamazsın bazen. Hatta forumlarda bazen şöyle yazarlar :” Sistemin üzerinde sanki bir perde varmış gibi hissediyorum…” İşte bu odadaki dip gürültüden kaynaklanmaktadır. Mümkünse odanın tüm akustik düzenlemesini elden geçirmelisin. (Bu başlı başına başka bir uzmanlık ve  ayrı bir kitap konusudur. Bu maddeyi ek bilgi olarak kabul edebilirsin.) Eğer odanın akustik düzenlemesini tamamıyla yapamıyorsan en azından sistemin arka kısmına bir diffüzör yapmalısın.  

Yukarıda anlattıklarım basit bir sistemde dahi olmazsa olmaz yapılması gereken ama gerçekten etkili yöntemlerdir. Çok daha detaylı ses analizi yapılarak , bir çok değişik tweak yöntemi ile , bir sistem GERÇEK değerinde ya da 50 farklı çeşitte çaldırılabilir. Ama şunu da unutmamak lazım. Tweak’ler birer cihaz değildir. Elimizdeki cihazların ve sistemin potansiyelinin %100’ünü almamıza yardımcı olan araçlardır. Bu potansiyeli aldıktan sonra artık ne yaparsak yapalım çok tatmin olamıyorsak , yine bir cihaz değişikliği zamanı gelmiş demektir. 

 
Sorun şu ki bir çok kişi elindeki sistemin sınırlarına dahi yaklaşamadan bu değişiklikleri yapıyor ve maalesef bunun farkında bile olmuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.