Bölüm 11 : Cihaz Sehpası Tweak’leri

Sehpalar her ne kadar bir tweak aleti olmasa da öneminden bahsetmeden geçemeyeceğim. Çünkü tweak olayında hedefimiz cihazlarımızı tam performans ile çaldırmak değil midir ? Sehpalar da bu amaçla yapılan ekipmanlardır. Lütfen işlevini küçümsememeni ve aşağıda yazacaklarımı ve yaşadığım tecrübemi okumanı rica ederim. 

Cihaz sehpaları konusunda bir çok odyofilin yapmış olduğu hatayı ben de yaptım. İtiraf ediyorum…  

Senelerce sehpaları ikinci plana attım. 

Ama bunun nasıl büyük bir hata olduğunu , senelerimi nasıl boşa harcadığımı hifi sistem sehpamı kurduğum ve sesi aldığım ilk 5 saniyede fark ettim. Şaşkınlık içerisindeydim ve inanamıyordum. Hiçbir cihazı değiştirmemiştim , tüm kablolarım , tweak’lerim , iğnesine kadar aynı idi.

Böylesine bir dramatik farkı hobi hayatımda birkaç defa yaşamıştım.  (Tabii bunda önceki sehpanın kalitesinin de önemi var. Ona da tweakler uyguluyordum , spike’lar , tablalar vs… ama iş onunla bitmiyormuş) 

Bu dramatik farkı kelimelere dökmek kolay değil. Genel anlamda sesin farklı bir sınıfa geçtiğini söylersem sanırım abartmış olmam. Sistem üzerine "hiend tozu" serpilmiş gibi çalmaya başlamıştı.

-İlk hissettiğim müthiş bir sessizlik olmuştu.

-Gelen sessizlik ile enstrümanlar arasındaki hava boşluğu belirgin bir şekilde artmıştı. Her enstrümanı ve sesi ayrı ayrı , birbirine karışmadan rahatça duyabiliyordum. (Şimdi eskiden duymuyor muydun diyeceksin ama duyduktan sonra farkı anlıyorsun)

-Bunlarla birlikte çok sakin ve rahat çalmaya başladığını hissetmiştim. Çok eforlu , hiç bir frekansta zorlanma olmadan , altta da üstte de akıp giden bir performans.

- Masif ahşapların sisteme kattığı en önemli şeylerden biri de , sesin organikleşmesi olmuştu. Mid sıcaklığı ve organikliği harika olmuştu.

-Sahne tabii ki… İlk iki maddede bahsettiğim sessizlik ve air hissinin etkisi ile doğal olarak sahne de muazzam belirginleşmişti. Aynı zamanda derinleşmişti de...

-Sistemde genel hatları ile insanı yormayan bir ses oluşmuştu. Baslar detaylanmış ve rahatlamıştı. Üstler de kadife yumuşaklığında olmuştu. Notaların havada uçuşması , harmonik zenginlikteki artış , odaklanmanın kusursuzluğu bahsedilebilecek diğer parametrelerdi.

Kısaca benim vardığım nokta şu olmuştu. Sistem ekipmanları işte şimdi hiend performanslarını göstermeye başlamışlardı.  

Cihazların performanslarını sağmaktan bahsetmiştim başlarda. İşte bu tam da buna verebileceğim bir örnek.

 

Ahşabın Sihri

 

Çözünürlüğü yüksek bir hifi müzik sisteminde , bana göre odyofilin tercihi oranında , mutlaka ahşap bulunmalıdır. Çünkü ahşap sese bir doku , sıcaklık ve organiklik katar. Sistem üzerindeki analitik havayı dağıtır , gerçeklik hissini öne çıkarır. Bu sebeple sisteminde masif ahşap kullanmanı tavsiye ederim.

Hoparlör tercihinde , sistem sehpanı seçerken , tweak aletlerinde masif ahşap kullanabilirsin. Kullanacağın ahşabın cinsi önemlidir. Her ahşap türü sana tariflediğim etkileri vermeyecektir. Kullanacağın ahşap özünde titreşimi yönetebileceğin bir ahşap olmalı. Her şeyden önce sert , ağır ve lifli bir yapısı olmalıdır. Hoparlör üreticilerini ya da müzik enstrümanı üreten firmaları incele. Hangi tip ahşapları kullandıklarına bakarsan zaten göreceksin.  
 

Kaliteli ve iyi müzik aletleri gül ağacından yapılmaktadır genelde. Kalite anlamında hemen bir alt sınıfı ise akçaağaçtır. Bunlar özünde yapısı çok sert, lifli ve ağır ahşaplardır. Titreşimleri lifleri arasında sönümleme özelliğinden dolayı enstrümanlarda tercih edilmektedirler.  Ancak doğada bu işi en iyi yapabilen ağaç abanoz (ebony) ağacıdır. Bilinen en sert ağaç türüdür. Özellikle en kalitelisi olarak kabul edilen Afrika abanozu insanoğlu yüzünden yok olma aşamasına geldiğinden , çok pahalıdır. Bu sebeple örneğin çok kaliteli enstrümanlarda bile sadece tellerin alete dokunduğu noktalarda kullanılır. Siyaha çalan bir rengi vardır , rengi açıldıkça kalitesi düşer.  

 

Yukarıdaki fotoğrafı incelemeni rica ederim. Bu fotoğrafta ; 

-Hoparlörün altındaki tablanın akçaağaç – gül ağacıcından yapıldığını

- Hoparlörün zaten ahşap bir yapısı bulunduğunu

- Monoblok lambalı yükseltecin metal kasasının yanlarına titreşimi sönümlemek için ahşap bariyerler monte edildiğini

- Üsteki cihazların metal kasalarının yanlarına titreşimi sönümlemek için ahşap bariyerler monte edildiğini

-Sistem sehpasının ana hatlarının akçaağaçtan yapıldığını , 

-Monoblok lambalı yükselteçlerin altındaki tablaların gül ağacından yapıldığını , 

-Üstteki cihazların altındaki tablaların akçağaçtan yapıldığını ancak çevresinin de abanoz ile çerçeveletildiğini, 

-Sistem sehpasının tüm ayaklarının ve trafoların üstünde küçücük birer abanoz küp bulunduğunu;

görebildin mi ?

Özellikle son maddedeki o abanoz küplere ayrı bir paragraf açmalıyım. Bu küpler sihir gibi bir şeydir. Evime gelen bir çok odyofil dostumu çok şaşırtmışımdır bu küplerle. Sisteminin her tarafında kullanma şansın var. Cihazlarının altında , üstünde , kablolarının altında. Ben en büyük etkiyi , resimdeki gibi sehpamın ayakları üzerinde almıştım.  

Bu örnekleri  “doğru budur.” demek için söylemiyorum. Ben bir tecrübe yaşadım ve bu bende işe yaradı. Bu tecrübeden istersen feyz alabilirsin demek için örneğimi paylaşıyorum. İstersen bu örnekten yola çıkarak , sen de kendi sisteminde ahşabın sihrini keşfedebilirsin.

 

Sehpa Spike’ları

 Sehpalarını da asla zemine doğrudan bastırmamalısın. Hoparlörünün ve cihazlarının zemin ile nasıl titreşim etkileşimini düşünüyorsan ve özeniyorsan ; sistem sehpana da aynı şekilde özenmelisin. Tüm sehpa ayaklarının altına spike takmalısın. Tabii iş bunların tipi ve ses etkilerine gelince , önüne yine cihaz ve hoparlör spike’larındaki benzer seçenekler çıkacaktır. Aynı maddelerden faydalanabilirsin.