Ses Sistemleri İyileştirme Önerileri

Ses Sistemleri İyileştirme Önerileri

7 Şubat 2021 Pazar

AMAÇ NEDİR ?

Hiç giriş cümlesi aramadan doğrudan konuya gireceğim.

Bu hobideki amacınız nedir ? 

Müzik dinlemek mi ? Cihaz koleksiyonu mu ? Ego tatmini mi ? Çok para harcayabileceğinizi göstermek mi ? Saygı kazanmak mı ? Para kazanmak mı? Bilgiçlik taslamak mı?  Dostlar, arkadaşlar kazanmak mı ? Kaliteli zaman geçirmek mi? Yardımlaşmak mı?  vs vs...

Bunların hepsi olabilir ya da başka bir neden bile olabilir. Ne olduğu ile ilgilenmiyorum. Yani kimin hangi amaçla hobide bulunduğu önemli değil. Sebep ne olursa olsun kök neden sadece ve sadece mutlu olmaktır. İnsan sadece mutlu olmak için bu kadar zaman, emek ve para harcayabilir. 

Ancak burada önemli bir nokta daha var. 

İnsanların birbirine saygı göstermesi bana göre bu hobideki olmazsa olmaz tek kırmızı çizgidir. Seneler önce bu hobiye ara verirken, insanların bu sınırı kolaylıkla aşabildiklerini görmem de karar vermemdeki etkenler arasındaydı. Benim bilgim seninkinden üstündür, benim cihazlarım en iyisidir, benim sistemim seninkini döver tarzından çocukça kavgalar hala her forumda yapılıyor. 

Binlerce pencereli büyük ve çok katlı bir apartman düşünün. Herkes kendi penceresinden manzaraya bakıyor. Kimi zemin kattan, kimi terastan. 50. kattaki ufukta güneşin batışına hakimdir sadece. Orta katlara indiğinde ormanı hissetmeye başlarsın, zemin katta ise artık doğanın sesi  seninle birliktedir. Her katın manzarasının ayrı bir güzelliği vardır. Herkes kendi penceresinden gördüğünü anlatsa, dinleyenler baktıkları büyük resmin eşsizliğini daha net kavrayabilecekken, anlamsız bir "senin manzaran, benim manzaram" tartışmasına dönebilmektedir konu bazı zamanlarda.

Bu hobide sohbetlerde çok sık söylenen bir laflar vardır: "Hifi'de 2x2=4 etmez." ; "Hifi'de tek doğru yoktur." 

Ancak ne hikmetse tartışmalarda bu laflar hatırlanmaz olur. İnsanlar mutlu olmak için yaptıkları bir hobide birbirini kırıp tam tersine mutsuz olurlar. İşin daha da kötüsü yaptıklarının ne kadar abes olduğunun farkında bile olmazlar. 

Benim bu hobideki mutluluk kaynaklarım nedir peki ?  Önem derecesine göre yazıyorum.

 -Müstesna bir konuda zaman geçirme hazzı (Hifi ve Tweak dünyası)

 -Dostluk, arkadaşlıktan, paylaşımdan doğan haz

 -Harcadığım zamanı, emeği, parayı bilgiye dönüştürme hazzı

 -Edindiğim bilgiyi paylaşarak yardımcı olma hazzı

 -Kaliteli müzik dinlemeden doğan haz 

 -Sistemimi yükseltme hazzı

Son 2 madde bu hobiye ilk başladığım yıllarda yegane ve tek maddelerimdi dersem, sanırım mutluluk kaynaklarımın ne derece değiştiğini anlatmış olacağım. Hatta sistemi yükseltme hazzı müzik dinlemenin de çok önündeydi. O yıllarda ne olursa olsun sadece sistemi yükseltmekti hedef. Bunu yaparken de ağırlıklı olarak ses dinlerdim. Ama özünde amaç yine mutlu olmaktı. 

Aynen bugünkü gibi.  

Dolayısı ile bu hobiyi görünürde ne için yaparsak yapalım, işin özü sadece mutlu olmaya dokunduğuna göre, bunu başkasının manzarasını kapatmadan yapalım. Tam tersine o manzarayı güzelleştirmek, katkı sağlamak bizi daha da mutlu edecektir. 

"Hobidaşlık" demek zaten bu demek değil midir ?

Sevgiler.




DIY HIFI GRUP PRİZ

Elektriğin HIFI sistemlerdeki öneminden daha önce bahsetmiştik. Bir HIFI sistemde elektrikle çalışan bir çok cihaz bulunur. Cihazlara elektriği stabil ve saf halde ulaştırabilmek, bu cihazlardan alınacak performansı da belirleyen önemli bir faktördür. Bunun için bir çok power kablo kullanırız. Bu power kabloların elektriği alacağı kaynak ekipman ise grup prizdir.

Grup prizler bulunduğunuz mekanın elektrik şebekesi ile (yani duvardaki priz ile) cihazlarınız arasında bir köprü vazifesi görür. Dolayısı ile bu köprüde bir kayıp olmaması önemlidir. Markalı, HIFI standartlarında iyi bir grup priz satın almak buradaki en basit ve sağlam çözümdür. Ancak maliyetlidir. 

Bu sebeple kendi grup prizimizi yapmak alternatif çözümlerden biridir. 

Peki iyi bir grup prizde dikkat edilecek hususlar nelerdir. Madde madde anlatmaya çalışayım. Çünkü kendi grup prizimizi yaparken bu prensiplere mümkün olduğunca uymaya çalışacağız.

1.Grup prizin en önemli parçası içinde kullanılacak priz modülleridir. Bu prizlerin iç yapısında iletkenlik açısından kaliteli malzemeler bulunmalıdır. En az saf bakırdan yapılmış malzemeler tercih edilmelidir. 

2.Aynı şekilde yalıtkanlık da güvenlik açısından çok önemlidir. Çok fazla yüke maruz kaldığında eriyen plastik kaplamalar yerine mümkünse seramik ya da kaliteli sert, ısıyı dayanıklı kaplamaları bulunan modeller tercih edilmelidir.

3.Grup prizin dış kasası alüminyum tercih edilmelidir. Çünkü titreşim her cihaz üzerinde olduğu gibi bu ekipmanda da istenmeyen bir faktördür. Tabii markalı bir takım üreticiler çok daha profesyonel çözümler üretmiş olabilirler. Ancak biz kendi çözümümüzü ucuza mal etmek istiyorsak buna dikkat etmeliyiz. 

4.Grup prizin içinde kullanılacak olan priz modüllerini birbirine bağlayacak olan kablo için yine kaliteli elektrik kabloları kullanılmalıdır. Bakır ya da gümüş tercih edilebilir. Tabii burada kalınlık önemli çünkü çok kalın bir kablonun içeride priz modüllerinin yerleşimine engel olacağı unutulmamalıdır. (Bu konuda montajı yapacak olan elektrikçinizden öneri alabilirsiniz.)

5.Grup prizi duvardaki prize bağlayacak olan ana kablo ise özünde bir power kablodur aslında. Bütçenize göre alacağınız bir power kablonun dişi ucunu sökerek, grup prize lehimletmeniz işinizi görecektir. Ya da grup prizinize dişi ucun gireceği bir IEC taktırmanız da mümkündür. Ben maliyeti azaltmak için doğrudan lehimletmeyi tercih ettim. Çünkü her parça gibi IEC'nin de kalitesi önemlidir. Kaliteli bir IEC maliyeti artıracaktır.

6.Bir önceki maddede duvara takılacak olan power kabloyu hazır alabileceğinizi belirtmiştim. Ama kendiniz bütçenize göre kablo ve erkek shukoyu ayrı ayrı alıp bu kısmı daha ucuza getirebilirsiniz.  Tabii yine belli bir kalite standardı üzerinde olmasını hatırlatmama gerek yok. Yani ana kablo olarak buzdolabı kablosu tadında bir elektrikçi kablosu alıp takabilirsiniz, iş görür ancak bu anlatmaya çalıştığımız HIFI standartlarında olmayacaktır. 

İşte bu prensiplerle yapacağımız bir grup priz, alacağımız markalı bir grup prizden fersah fersah aşağıda olmayacaktır.

Ben kendi grup prizimi yaptırırken araştırmalarım sonucunda aşağıdaki malzemelere ulaştım. Başka malzemeler de tercih edilebilir tabii ama bunlar benim kolaylıkla ulaşabildiğim ve yukarıdaki prensiplere uyan malzemelerdi. 

Priz modülü: Legrand marka priz modülleri  (gittigidiyor'dan)

Yaptığım araştırmada Legrand'ın priz modüllerinin yukarıda tariflediğim standartlarda  imal edilmiş olduğunu gördüm. Bir çok serisi bulunuyor. Ben Armada 077213 serisini kullandım. 



Alüminyum kasa: Çetinkaya priz blokları  (3faz.com sitesinden)

Bu markayı tercih etmemin özel bir anlamı yok. Alternatifi çok fazla olmayan ve uzaktan erişebileceğim bir üründü. Kaçlı olması gerektiğine siz ihtiyacınıza göre karar verebilirsiniz. Örneğin ben 8 girişli grup priz yaptırmak için 16 modüllü priz bloğu almıştım. Çünkü 16 modüllü kasa içine 45X45 mm. boyutunda 8 adet priz modülü sığabiliyor.


İç kablolama: Burada önünüzde çok seçenek var. Buna kendiniz karar verin. Kaliteli hifi markalarının duvar içi kablolama için kullandıkları ürünleri de tercih edebilirsiniz. Çok fazla bir uzunluğa ihtiyacınız olmayacaktır. Ancak yukarıda dediğim gibi çok kalın kablolar modülleri birbirine bağladıktan sonra, yerleştirirken sorun çıkaracaktır. 1,5 mm kesitinde bir kablonun uygun olacağını söyleyebilirim. Ancak öncesinde montajı yapacak elektrikçinizden bir fikir isteyebilirsiniz. Tabii montajın gümüş lehim ile yapılmasının daha iyi olacağını alt başlık olarak belirtmeliyim.

Grup priz ana kablosu: Aynı şekilde bunun için de çok fazla alternatif var. Uzunluğu sisteminiz ve duvar priziniz arasındaki mesafe kadar olmalıdır. Eğer mesafe kurtarıyorsa 1.5m 'lik hazır bir power kabloyu bozarak yapabilirsiniz. İnternette bütçenize uygun çok fazla alternatif bulabilirsiniz. Çok fazla cihazın elektrik yükünü kaldıracağı için çok ince bir kablo seçmemenizi öneririm.


Duvar prizine girecek olan erkek shuko: Alternatifler çok fazladır.Bakır, gold, gümüş, rodium, pladium seçenekleriniz var. Hepsinin sese katkısı farklı farklıdır. Ancak çok kaliteli bir shuko yapacağınız bu DIY çalışmanın maliyetini tek başına bile katlayabilir. Dolayısı ile amaç eğer ucuza belli bir standardın altına düşmeden bu işi yapmak ise piyasada bulunan kaliteli bakır malzemeden üretilmiş hifi shukolarını öneririm.


Tabii ben durur muyum; yukarıda belirttiğim ana prensiplere ek olarak bazı tweak geliştirmeleri de yaptım. :) 

Size yukarıda alüminyum kasa üzerindeki titreşimin öneminden bahsetmiştim. Bu amaçla bir marangoza bu kasanın içine sığabileceği Irreco ağacından bir hazne yaptırdım. Bu hazne sıkı sıkı kasayı sarmalı ve sağ ve sol yüzlere baskı yapmalıydı. Birebir ölçüleri vermiş olmama rağmen malesef marangozlara dikkat etmeniz lazım. 


1mm. bol gelen gelen ahşap hazneyi sıkıştırmak için extra çözümler üretmem gerekti. Tam olarak hayal ettiğime ulaşamasam da sonuç olarak istediğimi elde ettim.


Daha sonra bu ahşap haznenin altına da şimşir ağacından ayaklar monte ederek sistemimi bağladım.


Son olarak priz bloğunun yere stabil basması için üzerine ağırlıklar koyduğumu ve taş gibi yere oturttuğumu da eklemem gerekir.


Sonuç :  Her elektrik geliştirmesinde elde edilen sonuç ile aynı aslında. Çok daha sessiz bir arka plan ve bununla birlikte gelen bir çok olumlu etki...

 -Böylelikle artan mikro detaylar. 

 -Sahne yerleşimin belirginleşmesi.

 -Sıkı ve tok altlar.

 -Alınabilecek iyi (3000-4000 TL bandında) markalı bir grup prizin 4'te biri fiyatına maliyet. 

Bu çalışmayı 2020 Ocak ayında toplamda yaklaşık 600 TL'e mal ettim. (Elimde kenarda hazır power kablo vardı. Fiyata bu parça dahil degildir.) Şimdi maliyet fiyatları artmış olabilir ancak markalı grup prizlerin fiyatlarının da döviz artışlarından doğrudan etkilendiğini düşünürseniz hala güzel bir alternatif olduğunu göreceksiniz. 

Müzikle kalın... Sevgiler...





18 Ocak 2021 Pazartesi

DİNLETİ ZAMANI

Şarkı: Ain't No Sunsine 

Albüm: Casual Lounge - Songs To Remember

Sanatçı: Smoma

Mobil için video linki: https://youtu.be/GvGOfBtGcNo






17 Ocak 2021 Pazar

KENDİN PİŞİR KENDİN YE !

 Seneler içinde bir çok markalı tweak malzemesi kullandım. Hemen hepsi de “çözünürlüğü yüksek” sistemlerde çok etkili aletlerdi. Bana zaman zaman “şu tweak malzemesini kullandım, istediğim etkiyi alamadım.” diye dönen arkadaşlarım olmuştur. Çok normaldir. Çünkü sistem parçalarına göre tweak malzemelerinin etki gücü farklı olabiliyor. Özellikle lambalı sistemlerin tweak olayına daha açık olduğunu söyleyebilirim. Elimizde giriş seviyesi “kaynak-transistörlü amfi-hoparlörden” oluşan bir setup varsa ne yapacağız peki. Yüzlerce dolar verip aldığımız tweak ürünlerinin etkisini yeterince hissedememek insanın şevkini de kırıyor. Nasıl olacak, tweak’ten muaf mı olacak bu sistemler ?!

Asla… 😊

Bu durumda biraz inovasyon, biraz hifi titreşim yönetimi felsefesi, biraz da görsel zevkinize göre kendi çözümlerinizi üretebilirsiniz. Alacağınız performans emin olun markalı tweak ürünlerinden fersah fersah aşağıda olmayacaktır. Mutlaka farklar olacaktır. Çünkü o cihazlar üretilirken kullanılan malzemeler, tasarım detayları bizim yapacaklarımızdan biraz daha farklı bir seviyede olabilir. Çok ince elenip sık dokunarak, bazı laboratuvar ölçümleri ile üretilen tweak malzemeleri bulunmaktadır.

En basit örneği ile çelikten yapılmış koni şeklinde bir cihaz altı ayağı düşünelim. Önemli olan bu malzemelerde uç kısmın toplu iğne kadar sivri olması, üzerindeki yükü taşırken hiç körelmemesi ve zamanla kalınlaşmamasıdır. Çeliğin kalitesi ve dayanımı buna bir yere kadar imkan vermektedir. Oysa markalı ayaklar dayanımı artırıcı bir takım alaşımlarla güçlendirilmiştir ve o ucun çok çok uzun süre toplu iğne başı gibi sipsivri kalmasını sağlarlar. Kullanılan alaşımın titreşime cevabı da daha farklıdır. Aradaki fiyat farkını biz buna öderiz.

İnternette 2.el sitesinde dökümcüde çelik ayak yaptırıp satan arkadaşlar bulunmaktadır. Ben de bunlardan 45-50 adet alıp DIY tasarım sehpamda kullandım. Ancak markalı ayaklarla bunu yapmak küçük bir servete mal olabilirdi. Dolayısı ile ne olduğunu bilerek, bu çözümleri üretmek hifi hayatınıza olumlu bir etki yaratabilir.


Son 1 senedeki tweaklerimde genelde bu tarz denemelere yönlenmeye özen gösteriyorum. Amacım çok fazla para harcamadan da bunun yapılabileceğini ve etkili olabileceğini göstermek. Tabii bu demek değildir ki markalı tweak ürünleri almayın, kendiniz yapın. Onları da alın ama böyle bir seçeneğiniz olduğunun da farkında olun istiyorum. Çünkü ciddi işe yarıyorlar.

Sonraki yazılarımda yapmış olduğum birkaç DIY tweak tasarımı detaylarına değineceğim. Size aşağıda birkaç örnek vermek istiyorum.

 -          Çoklayıcı priz: Her parçasını tek tek kendim satın alarak yaptırdım. Tabii burada seçeceğiniz parçalar önemli. Priz olarak ne seçilmeli, alüminyum kasa nereden alınır, iç kablolama nasıl olmalı, duvardaki prize gidecek olan kablo ve shuko nasıl olmalı, dışındaki ahşap hazneye ne gerek var, nerede yaptırabilirim ???  Hepsini başka bir yazıda anlatacağım.


 -          Sistem sehpası: Tasarım tamamen bana ait, başka bir yerden görerek yapmadım. Aşağıda eski ve yeni halini görüyorsunuz. 
 

 -          Kablo kaldıracı : Yine tasarım tamamen bana ait. 

 -          DAC platformu: Tasarım bana ait ama esinlenme var. 

 -          Streamer cihaz platformu: Streamer en basit hali ile digital veriyi alıp DAC’a iletmiyor mu? 1 ve 0 yani. Peki neden PSU kısmı ile birlikte altına böyle bir platformlar koymalıyız? :) 


 -          Speaker kablosuna yalıtım malzemesi: Bu havuz makarnasının burada ne işi var! Hadi canım, bu da mı işe yarıyor ! :)

Sonuç olarak hobi hayatımızı renklendirmek ve  aynı zamanda performansı da ciddi oranda artırmak bizim elimizde. Yeter ki titreşim yönetimi felsefesine hakim olun, evinizde elinizin altında bulunan en ufak malzemeye bu gözle bakın ve buna hevesli olun.

Aşağıdaki videoda yaptığım diğer tweakleri de izleyebilirsiniz.


Mobil için video linki:  https://youtu.be/xfa654qOdzg

Müzikle kalın. Sevgiler 😊





16 Ocak 2021 Cumartesi

HOBİNİN CAZİBESİNE TUTSAK OLMAK

 

Uzunca bir aradan sonra tekrar herkese merhaba.

6 yıl aradan sonra, yaklaşık 1 sene önce hobiye tekrar merhaba demiştim. Bu süre zarfında yazmaya fırsat bulamadım dersem yalan olur. Pandemi döneminde fırsat her zaman vardı. Ancak ben sizlere aktarabileceğim yeni malzemeler olmadan yazmak istemedim. Çünkü öncesinde anlatacağım her şey aslında bu blog’ta kitap kısmında yazdıklarımdan çok da farklı şeyler değildi. Tekrara girmek istemiyordum. Biraz da kitap kısmını çok gölgelemek istemedim. Fakat geçen süre zarfında herkesin işine yarayacak şeyler birikmeye başladı. Onlardan bahsetmek faydalı olabilir düşüncesi ile tekrar yazmaya karar verdim. 

Ancak onlara geçmeden önce bu yazımda son 1 senedeki yolcuğum ve hobinin beni getirdiği son noktayı anlatmak istiyorum.

Takip edenler hatırlayacaktır; 2014 senesinde insanın içini sürekli kemiren bir iştah eşliğinde, hep geçici tatminlerle yaşamaya başlamıştım. Eve gelen giden cihazın haddi hesabı toktu. Sistemde 52 değişik tipte tweak malzemesi kullanıyordum. Bir ekipman değiştiğinde tüm tweak denklemi de değişmek durumunda kalıyordu. Yaptığım ve geliştirdiğim her şeye kulağım çok kısa sürede alışıyor ve hep daha yukarıyı arzuluyordu. O kadar emek, zaman, masraf sonrası hep bir arayışta olmak beni çok yormuştu. Radikal bir karar ile hobiyi tamamen bırakmaya karar verdim. Elimde ne varsa iğneden ipliğe kadar hepsini sattım ve parasına da hatırı sayılabilir bir model araba aldım. Çünkü biliyordum ki, bu hastalık seviyesinde bir tutkuydu ve elimde kalacak herhangi bir ekipman beni tekrar bu tutkunun içine kolaylıkla çekebilirdi.

Bu hobi ile uğraşan arkadaşlarıma tavsiyem, bu noktaya gelmemek için hep kontrollü olmaları. Bu hobide kabul edilmesi gereken ilk şey;

“Her zaman iyinin daha iyisi vardır. Elindeki İYİ senin hiend’indir ve onunla yetinmeyi, mutlu olmayı bilmek gerekir”

Eğer bunu başarabiliyorsanız, çok kıymetli bir hobiniz var demektir. Keyifle yaşayın…

Ben bunu başaramadığım için hobiyi bir daha dönmemek üzere bıraktım. Ya da bıraktığımı sanmışım…

Yaklaşık 6 sene boyunca Denon 3805 AVR, Tannoy MX1 raf tipi minik bir hoparlör, Kef center ve surround takımı, JBL subwofer ile yaşadım. Kaynak cihazım yoktu diyebilirim. Logitech’in bluetooh adaptörü ile cep telefonundan amfiye müzik gönderebiliyordum sadece. Sistemin karşısına 1 kere bile oturup müzik dinleme pozisyonuna girmedim. Yan koltukta otururken ya da yatarken, fonda çalan 5 kanallı, en standart ses kalitesinde bir müzik  hayal edin. Böyle geçti günlerim. Bu süre zarfında ne forumlara, ne ilanlara ne de bu blog’a dönüp baktım.


Taa ki bir gün bir Anthem AVR ilanına rastlayana kadar… (Ona da başka bir dostum sevgili İlker Kınacı  için bakmıştım. Elindeki Anthem AVR i upgrade etmek istiyordu. Onun için araştırırken, o vazgeçince alet bana nasip oldu. Herşey tekrar birden böyle başlayıverdi. 🤗 ) Aslında amacım geçmişte de ses kalitesine aşina olduğum için Denon3805 AVR’mi onunla değiştirip öylece kalmaktı.

Öyle olmadı tabii…

Anthem AVR hayatıma girdikten sonra onun ayarlarını yaparken başladı kıpırtılar. Seste ciddi bir gelişmeyi ŞAK! diye hissedince, “acaba giriş seviyesi bir pikap alsam ve canım çektikçe dinlesem nasıl olur. “ dedim. Zaten pikap dünyasına hobi ile uğraşırken girmek istemiştim ama bir türlü sıra gelmemişti. Bu da içimde kalmasın diyerek sıfır Elipson Omega 100 RIAA pikap alıverdim.(Artık burada kalırım, kıpırdamam diye düşünerek senelerdir ilk defa sıfır bir ürün almıştım.) 1 ay sürekli plak aldım, dinlemek keyif veriyordu başlarda. Dinlediğim hoparlör Tannoy MX1’di. Bu hoparlör zamanında 50 TL’e peynir ekmek gibi satılan, forumlarda surround olarak herkese önerilen minik bir raf tipi hoparlördü. Ama buna rağmen keyifliydi diyebilirim.

Sonra bir gün o kritik hareketi yapıp,  İzmir’deki can kardeşim Engin Badem’i aradım. Seneler önce kısa bir süre kendim de severek kullandığım ve sonra ona gönderdiğim Focal 907 (25.yıl özel seri) hoparlörleri istedim. Özel bir hoparlördü, son hareketim bu olur, senelerce onu dinlerim diye düşünüyordum. Ne bileyim kendimden o kadar geçirteceğini... 😊 

Engin kardeşimin  kullanmadığını ve depoya kaldırdığını biliyordum. Kendi elleri ile getirdi evime kardeşim. ❤ Sisteme onu eklediğimde çözünürlüğün ve sahnenin ciddi oranda geliştiğini yine ŞAK! diye görüvermiştim. Hoparlör kendini salondan tamamen kaybediyordu. Oluşan sahne içimi kıpırdatmıştı. 

Kısaca çok kısa sürede basit de olsa bir setup kuruvermiş ve o girdaba tekrar dalıvermiştim.

   -Focal 907 Be hoparlör

   -Anthem AVR (müzik performansı iyidir)

   -Elipson Omega 100 RIAA pikap


Ancak işin garip tarafı artık plak dinlemek o kadar zevk vermemeye başlamıştı. Çünkü Elipson pikap en zayıf halka durumuna gelmişti. Gerçi koluydu, iğnesiydi değişerek devam edebilirdim ama zaten plak dinleme ritüeli (sürekli kalk otur ve plakları temizle vs.) bana göre değildi. Bunu anlamıştım. Yaklaşık 1,5-2 ay pikapla olan tecrübemin bana öğrettiği şudur:

“Sisteminizin seviyesinin daha altında bir pikap sizi tatmin etmeyebilir. Pikap ritüelini seviyorsanız ve ilginiz varsa üst modelleri hedeflemenizi öneririm.”

Pikabı olaylı ve içimi acıtan bir şekilde elimden çıkardım. Bunu bu blog’ta daha önce anlatmıştım.

Devamında artık kaynak cihaz olarak ne kullanacağımı düşünürken, sevgili dostum Aytekin Erçin bana Raspberry Pi3 network player hediye ediverdi.Bu alet bilgisayar tabanlı kartların modüler olarak bir kutuda birlestirilmesi ile oluşmuş basit ama hifi ses kalitesi parasının çok üstünde bir network playerdır. Aytekin bey ayrıca yanına 1 adet powerbank, 1 adet güç kablosu, 1 sinyal kablosu da alarak gelmişti. “Al bunlar da bende kenarda duruyor, bir şeyler alana kadar idare eder.” diyerek bırakıp gitti. ❤

Artık müziğimi yine sistemin karşısına oturarak, pozisyon alıp dinlemeye başlamıştım. Eskisi gibi düzenli müzik dinleme seanslarım oluyordu. Arada duvarıma akustik paneller takmıştım. Elimde hiç tweak malzemesi ve kablo olmadığı için sistem ne verirse kabul edip dinliyordum. Seneler önce iğneden ipliğe kadar elimde ne varsa satmış olmanın pişmanlığını biraz biraz duymaya başlamıştım. Ama bu hobide kulak daha önce duyduğu iyiyi ASLA unutmuyor. Yani sizin çıtanız hep o seviyede kalıyor.

Benim kulaklar da unutmamış… 😏

Ne yaparsam ve neyi kullanırsam sesi o çıtaya getirebileceğimi çok iyi biliyordum ama bir karar vermek lazımdı. Ya yetinecektim ya da daha ileri adımlar atacaktım. Geçmişi düşünerek kontrolü olmam gerektiğini, elimdeki ile yetinmem gerektiğini kendime aşılamaya çalışıyordum. Ben bunların hesabını yaparken devamında aşağıda anlatacağım gelişmeler oldu.

Şimdi anlatacağım kısım ise bir tutkunun insanı nasıl hesapsızca ve kontrolsüzce içine çektiğine açık bir örnektir. Ve farkında olmasak da bu tutkuya nasıl esir yaşadığımızın…

Bir gece kadim dostum Serkan Emsal ile yazışırken bana bir Focal Micro Utopia ilanını gösterdi. İkimiz de iç geçirdik. Aynı kişinin elinde Mastersound Compact 845 amfi olduğunu da görünce sohbetimiz bu ikisinin mükemmel uyum sağlayacağı üzerine gelişti. Sonra nasıl oldu bilmiyorum, Serkan “elindeki Focal 907’i takas önersene bakalım ne diyecek.” dedi. Ben de yaptım. Bir de baktım çok güzel bir fark ile ben birden anlaşıvermişim ! 😊 Ancak şöyle bir şey vardı, alet Avrupa yakasında Beylikdüzü’ndeydi, ben Anadolu yakasında Bostancı’daydım. Gidiş geliş kabaca 80 km. Arabamı sattığım için gidiş geliş beni düşündürürken, sevgili Serkan “ulaşım benden” deyiverdi… 2 gün sonrası Pazar günü için planlar yapıldı.

Pazar günü sabah yola çıktığımızda amacımız hoparlör değişimi idi. Serkan Avrupa yakasındaki evinden kalkıp beni almaya geldi. Benim Focal 907’leri yükledik arabaya, Beylikdüzü’ne geldik. Geldiğimiz ev bu aletlerin satışını yapan bir arkadaşın eviydi. Bir çok hoparlör ve amfi bulunuyordu salonda. Biz Micro Utopia’ları denemek için amfi olarak Mastersound Compact 845’e bağlamasını istedik.

İstemez olaydık…😐

Daha sesi vermesinin 5. sn’sinde Serkan ve ben gözlerimiz faltaşı açılmış olarak göz göze geldik. Şimşekler çakıyordu ikimizin gözlerinde de. Serkan arkadaştan bir su istedi. O mutfağa gittiğinde de “Oğlum bu amfiyi de almalıyız!!!  Ne yapıp edip almalıyız!!! Anthem’i takasa öner hemen ! Bu ses, bu uyum kaçmaz! ” diye sıralamaya başladı. “Ya arkadaş nasıl, mümkün değil !” dedim ama dinletemedim. “Sen sus” deyip benim yerime hemen oracıkta takas pazarlığı yapıverdi veee anlaşıverdik! Aman Allah’ım!

Yani hoparlör takası için geldiğimiz yerden hesapsız kitapsız bir de amfi  alıvermiştik ani bir kararla!  Peki nasıl olacaktı taşıma planı ?

   -Önce aldığımız Micro Utopia hoparlörü eve götürecektik. (40 km gelmiştik – 40 km dönüş yapacaktık.)

   -Evden Anthem AVR’i alıp Beylikdüzü’ne getirecektik. (40 km.)

   -Beylikdüzü’nden Mastersound amfiyi alıp eve getirecektik. (40 km.)

Toplamda bu operasyon bize 160 km. ve tüm pazar gününe mal olacaktı. Ama işte dedim ya bu tutkuya sahip insanlar için bunlar aslında çok keyifli anlar. Arabada amfiyi almış dönerkenki halimizi ve keyfimizi bir görmeliydiniz. 😊 (Sevgili dostum Serkan'ın Avrupa yakasındakı evine  o gün gidiş-dönüş için extra 60 km daha yol yaptığını da düsünürseniz, bu hobideki  dostlukların ne boyutta olduğunu anlayabilirsiniz. Minnettarım. ❤ )

Artık sistem şu ana ekipmanlardan oluşuyordu:

   -Focal Micro Utopia Be hoparlör

   -Mastersound Compact 845 lambalı amfi

   -Raspberry Pi3 network player 


Mobil için video linki: https://youtu.be/1x_76eGewaA

Çok uyumlu ve keyifli bir setuptı. Tabii Beylikdüzünde duyduğumuz gibi gözlerimizi fal taşı gibi açtırarak çalmıyordu. Çünkü oradaki kaynak ve kablolar benimkiler ile kıyas bile kabul etmezdi. Bu setup’ı 500 TL segmentinde Raspberry pi3 ile sürmek zaten pranganın en büyüğü idi. Kaldı ki kablolarım zaten genel olarak no name idi. Yavaş yavaş kaynak ve kablo araştırmalarım başladı.

Ancak bir karar vermeliydim. Kaynak olarak hangi yoldan ilerlemeliydim. Pikap kulvarı bana göre değildi, bunu deneyerek anlamıştım. CD player kulvarına aşinaydım ama tüm arşivimi seneler önce dağıtmıştım ve tekrar toplamak çok zor geliyordu ve artık CD'lerin dönemi kapanıyordu. Yatırım yapmak ne derece mantıklı olacaktı. Gelecek digital müzikteydi. Peki digital müzik kulvarında ses kalitesi ne durumdaydı acaba ?! Son 6 senede hangi noktaya gelmişti.

Son birkaç ay içinde sevgili dostum Aytekin Erçin’in evinde Chord Qutest DAC ve Auralic Aries Femto streamer ile digital müzik performansına şahit olmuştum bir çok kere. Oradaki dinletilerimde gördüm ki digital müzik bıraktığım noktadan çok çok ilerilere gitmişti. Ve Tidal, Qobuz, Roon gibi  müzik stream platformları sayesinde MQA formatı ve HiRes çözünürlüğünde parçalara ulaşmak artık çok kolaydı. Milyonlarca parça parmaklarınızın altındaydı. Müzik performansı olarak flac parçalardan da çok bir farkı kalmamıştı. Ayrıca elimde hatırı sayılır bir Flac müzik arşivi de vardı.

Yeni kulvarımı çiziverdim: Kaynak cihazlarım digital müzik üzerine olacaktı.

Yukarıda da belirttim ya;  bu hobide iyinin iyisi her zaman vardır. Ya ben bir araştırma maratonuna başlayacaktım. Ancak bunu yapsam bile teorik kalacaktı,  pandemi patladığı için gidip dinlemek pek mümkün olmayacaktı. Ya da dinleyip uyumunu gördüğüm bildiğim bir setup ile devam edecektim. Bir yerden başlamalıydım. Kararımı verdim. Aytekin beydeki Chord Qutest DAC ve Auralic Aries Femto için aylarca sahibinden.com’da pusuya yattım. Ben tüm cihazlarımı 2.el almayı tercih ediyorum. Çünkü biliyorum ki onları bir gün mutlaka satacağım. Sadece pikap olayımda sıfır cihaz almış ve satarken alıcı firmanın katakullisi ile kabul ettiğim zararin üstüne extra bir zarar daha etmiştim. (Olayın şekli ve karşı tarafın kötü niyeti canımı çok acıttığı için her yerde fırsat gelince anlatıyorum ve anlatmaya da devam edeceğim.👎)

Günün birinde sahibinden.com’da Chord Qutest DAC ilanı gördüm. İlan aynı gün sabah verilmişti. Hemen talip oldum, anlaştık ve ertesi gün almaya gittim. Eve getirip Rapberry Pi3’ün DAC kartını bypass edip bağladığımda ortaya çıkan müzikalite farkı mutlu etti. Ama öyle gözleri fal taşı gibi açtırma durumu vardı dersem yalan olur. Buna Rapberry Pi3’ün streamer katının zayıf halka olarak kalmasını sebep olarak kabullenmiştim. Artık streamer’ı değiştirmek farz gibi bir şeydi. Ama 2.elde Auralic Aries Femto ilanı çıkmıyordu ki…

Ben Chord Qutest DAC ile denemeler yaptığım dönemde,  bir sabah uyanıp sistemi açtığımda gain’in %70 civarında azaldığını ve sesi açtığımda da bozulmalar olduğunu gördüm. Yaptığım kontroller sorunun DAC’ta olduğunu gösteriyordu. Hemen ürünün Türkiye distrübütörü Can Hifi ile iletişime geçtim. Amacım sadece tamirat konusunda ücreti ile yardım almaktı. Ancak onlar bu hobinin güzel tarafını en güzel örneği ile gösterdiler. ❤ İngiltere Chord firması ile yazışarak, Dac’ın tüm iç aksamını ücretsiz olarak değiştirdiler. (Bunun detaylarını bu blogta ayrı bir yazımda anlatmıştım.) Kısaca bir kaç ay sonra kasa dışında her şey yenilenmiş olarak DAC’ım eve geldi.

İngiltere’den DAC kartını beklediğim birkaç aylık dönemde, bir gün Auralic Aries Femto ilanı görüverdim internette. Hemen iletişime geçtim ve ertesi gün kurye göndererek almış eve getirtmiştim bile. Aleti bağlayabilecek bir DAC’ım olmadığı için birkaç ay o bana baktı ben ona… DAC'ı yerleştireceğim platformu bile hazır etmiş, asker yolu gözler gibi bekliyordum. 😇


DAC’ı beklediğim o süre zarfında boş durmadım tabii. Kablo ve yan ekipman konularına girdim.

   -Speaker kablosu: Önce VDH revolution denedim. Sonra QED Silver Spiral hoparlör kablosu aldım. En sonunda da Ansuz Speakz hoparlör kablosunda karar kıldım

   -RCA kablosu: Mundorf silver gold tellerden RCA kablosu yaptırdım.

   -USB kablosu: Mundorf silver gold tellerden USB kablosu yaptırdım.

   -Power kabloları: Önce kitsune kalın damarlı bakır power kabloları geldi eve. Bir süre sonra elimdeki fazla speaker kablosundan, VDH revolution bakır/gümüş tellerden yaptırdığım power kablolarını kullandım. En son Lapp Ölflex ‘in 2 farklı modelde ince saçaklı bakır kablosunu kullanıyorum.

   -Powerbank kablosu: Mundorf silver gold tellerden yaptırdım.

   -Ethernet kablosu:  Önce Audioquest in bir giriş modelini kullandım. Sonradan Supra Cat8 kablosunda karar kıldım.

   -Fiber dönüştürücü: TP-link’in 2 adet fiber dönüştürücüsünü alıp, internet sinyalini bakır kablodan önce optiğe sonra tekrar bakır kabloya taşıdım. Amaç bakır kablo ile şebekeden gelen RF ve EMI gürültüsünü filtrelemekti. 

   -Gigabit switcher: Fiber dönüştürücüden çıkan internet sinyalini TP-link’in bir modeli ile streamer’a taşıdım.

   -Network ekipmanları için LPS (Linear Power Supply): Mersin’de Umut kardeşime el emeği, 4 çıkışlı bir LPS yaptırdım. ❤ Modem, Tp-link switcher, 2 adet tp-link fiber dönüştürücüyü bu LPS’e bağladım. Amaç bu 4 cihaza elektrik şebekesinden gelen elektriği bu kutuda kontrol altına alıp, en stabil halde cihazlara vererek performanslarını artırmaktı. Arka plan sessizliğine büyük katkısı oldu. 

   -Digital Müzik Stream kaynak platformu: Önce Tidal üyeliği yaptım, sonra Qobuz'u duyunca Tidal'in esamesi bile okunmaz duruma geldi. Anında Tidal aboneliğini bitirdim. (MQA tam bir fiyasko. Buna ayrı bir yazımda değineceğim.) Qobuz ve HDD flac ile devam ediyorum.  

Ve en sonunda DAC’ım da sisteme katıldığında yukarıda yazdığım kablo ve yan ekipmanlarla birlikte sistemim artık şu ana parçalardan oluşuyordu:

   -Hoparlör : Focal Micro Utopia Be

   -Amfi: Mastersound Compact 845 lambalı 

   -DAC : Chord Qutest

   -Streamer : Auralic Aries Femto

Bu sistemin artık güzel bir sehpaya ihtiyacı vardı. Bunu hazır almak istemedim. Biraz hifi bilgim, biraz inovatif düşünce ile kendimce bir tasarım yaptım ve bunu uyguladım. (Buna ayrıca bir yazımda değineceğim)

Sonunda aşağıda videosunu göreceğiniz bu sistem ortaya çıktı.


Mobil için video linki: https://youtu.be/0EuS15AME4c

Bu dönem içerisinde DIY malzemelerle yaptığım bazı etkili tweak denemelerim oldu.

   -Yukarıda bahsettiğim gibi DIY tasarım bir sehpa yaptım.

   -DIY çoklayıcı priz yaptırdım.

   -DIY kablo kaldıracı yaptım.

   -Cihazların koyulacağı bazı platformlar tasarladım.

   -Vs vs…

Bunların detaylarını sizlerle başka yazılarımda ayrıca paylaşmak istiyorum. Ancak görmek isterseniz Youtube ve Instagramda “Tweakhane” hesaplarımı ziyaret edebilirsiniz.


Müzikle kalın. Sevgiler… 😊

Edit : Bu arada şöyle bir soru gelebilir. " Bu blogta o kadar elektrik çok önemli dedin durdun, yukarıda bu konuda tek kelime yazmamışsın." Haklısınız ama bende elektrik aksiyonları zaten hazır yapılmış durumdaydı senelerdir. Yani elektrik hattı ayrılmış, odyofil priz ve kapı sigortası takılmış durumda, mevcut TV ve diger ekipmanları kullaniyordum yıllardır zaten. Kısaca elektrik hala çok çok önemli. Karşılaşmaya 1-0 önde baslatır. 😉





31 Temmuz 2020 Cuma

TEŞEKKÜRLER CAN HIFI !

Uzun bir aradan sonra merhaba,

Hifi hobisi ile ilgilendiğim 20 senede çok güzel dostluklar kurdum. Ki bu dostluklar hep kalıcı dostluklardı. 

Bununla birlikte yıllar icinde bu işin ticaretini yapan çok kişi ile tanıştım. Gerçekten insan olarak çok degerli, parayı degil daima karşısındakini düşünen , işini layıkıyla yapan degerli insanlar tanırken; sadece paragöz, dolandırıcı, içten pazarlıklı insanlara da denk geldim. 

Ancak bu yazımda size güzel bir örnek vermek istiyorum. Çünkü bunun bilinmesi gerektiğini düşünüyorum. Bilinmeli ki sektörde iyi ve dogru insanlar, kötülerin  içinde ayrılsın. 

Mart ayında 2.elde Chord Qutest Dac ilanı gördüm. Takip ettiğim bir aletti.İlanın verildigi gece talip oldum ve ertesi gün 12 Mart'ta elden alıp eve getirdim.  Aleti aldığım kişi Burak adında yeni tanıştığım, çok düzgün  iyi biriydi. Kendisi de bu aleti 2.elde aldığını söyledi. (Kisaca ben belki de 3.sahibiydim. Yani bu aletin distributor Can Hifi ile baglantisi, belki de benden 3 adım onceydi. Burası önemli...) Ancak alet gercekten kozmetik ve kondüsyon olarak çok temizdi. Üzerinde toz dahi hissedilmiyordu. 

Bir gece kablo yakmak amacı ile aleti açık bırakıp yattım. Sabah kalktıgımda kendiliğinden kapanmıştı. Tekrar elektrik verdiğimde ise aletin açıldığını ancak sesinin normal olmadığını gördüm. Seste gain azalması ve distorsiyon vardı.  Çok üzüldüm.

Aklıma hemen ülkemizde Chord distrübütörü olan  Can hifi 'ı arayıp danışmak geldi. (Bu arada kendileri ile daha önce hiç tanışma, iletişim kurma fırsatım olmamıştı. İlk kez bu olay vesilesi ile tanıştık.) Amacım bir yönlendirme alarak, cihazı tamir ettirmekti. Artık olan olmuştu, tamiri ve bedeli ne ise yapılacaktı. 

15 Mayıs tarihinde kendileri ile irtibat kurdum. Cihazı incelemek için istediler. Hemen bir kurye tutup gönderdim. Ben hala tamirat için kendi teknik personelinin yardımcı olacağını düşünürken, bir kaç gün sonra Betül hanım aradı. 

İngiltere Chord ile görüştüklerini, sorunun videosunu çekip gönderdiklerini, sorunun ne olduğu anlaşılamamakla birlikte, Chord'a aletin tüm iç boardunu ücretsiz değiştirmeyi kabul ettirdiklerini ilettiler.Hiç beklemediğim, şaşırdığım ve bir o kadar sevindiğim bir gelişme oldu bu!

Düşünebiliyor musunuz, ortada hiç bir yasal yükümlülük yokken, hatta müşterileri bile degilken, 3.elde aldığım bir aletin sorumluluğunu alıp, tamamen müşteri odaklı yaklaşarak memnuniyet sağlamak... İnanılmaz ! 

Pandemi, üretim ve nakliye sorunları nedeni ile yeni board geçen hafta ulastı ve kasaya monte edildi. 2 gündür de evimde sistemimdeki yerini aldı. Qutest Dac'ın sesini özlemişim. :)

Bunun kesinlikle bilinmesi gerektiģini düşünüyorum. İyilerle, kötülerin ayrılması ve iyilerin öne çıkması lazım. Hobidaşınız  olarak tamamen bu sorumluluğu duyarak yazıyorum bunları.

Tesekkurler Can hifi, teşekkürler Chord.

Betül hanım, başından sonuna kadar kibar, içten yaklaşımınız ve desteğiniz muhteşemdi. 

Ali Can bey, tanısmadık ama bugün bana yazdığınız şey beni daha da etkiledi, "getiremese idik bizdekilerden size bir tane verecektik" dediniz. Daha ne diyebilirim, iyi ki sektörde sizin gibileri var. 

Varolun...




5 Aralık 2019 Perşembe

CAMAROSS AUDIO 'nun AYIBI



Bu hobide bir kaç yıldır kendimi nadasa bırakmıştım. Sonra birden büyük bir şevkle, bir anda tekrar hobiye dönüş yaptım. Biraz hızlı bir dönüş oldu ve kısa sürede (1 ay) sıfırdan, omurgası oturtulmuş bir sistem haline geldi. (Bir önceki yazımda yeni sistemimin detaylarını vermiştim) Ancak 2014 senesinde hobiyi bırakırken, elimde ne var ne yok satmış olmanın sıkıntısını da yaşamıyor değilim şu anda. Elimde henüz ne bir kablo ne de tweak aleti olmaması nedeniyle ana parçaları tamamladıktan sonra, bu taraftaki ihtiyaçları tamamlamaya çalışıyorum şu sıralarda.

İşte bu amaçla yaptığım alışverişlerden birini anlatmak istiyorum sizlere. Bu hikayeye bakarak aslında piyasanın ne kadar içler acısı halde olduğunu da anlayabilirsiniz.

Bizzat yaşadığım bir satış hikayesidir:

Sisteme geçici de olsa idare edecek bir kablo gerekiyordu ve sahibinden.com'da Camaross Audio'nun bir ilanını gördüm. Gold kabel highline speaker kablosunu 1500 TL'e satıyorlardı. İlanda ayrıca "Takas olur" da yazmışlardı. Ve hiç pazarlık bile yapmadan, 2000 TL'e o an satışta bulunan Elipson pikabımı, bu kablo ile takasa önerdim. (-ki bu pikabımı daha 1 ay önce 2750 TL'e sıfır olarak almıştım.)

Camaross Audio "1500 TL'e kablo ile pikabınızı birebir değişebiliriz" mesajı döndü. (Yani pikaptan 2.elde satsam yaklaşık 500 TL, toplamda da 1250 TL zarar etmiş olacaktım. Kaldı ki ben o pikabı 1500 TL'nin çok daha üzerinde bir rakama da rahatlıkla satabilirdim. Daha sıfır kokusu üzerindeydi.)

Kabul ettim. Biz bu hobiyi keyif için yapıyoruz biliyorsunuz ve bu maddi kaybı da kablo ile alacağım keyfe saydım. Gözüm görmedi bile.

Ama gold kabel highline kablonun sesini beğenmedim. Soundu benim arzuladığım rotaya taşımadı, farklı bir yöne götürdü. Yani bana beklediğim keyfi vermedi ve ertesi gün iade ettim. Denemek için verdikleri diğer kablonun sesini beğendim ama bu sefer de fiyatta anlaşamadık. Pikabım karşılığında oradan alabileceğim başka bir şey de bulamadım. Sonuçta işinize yaramayacaksa, almış olmak için zorlayarak alışveriş yapılmaz. Pikabımı geri istedim, satılmadığı halde vermediler. "Yarın dinlemeye gelecekler, satılmazsa veririz" dediler. Diretebilirdim ama hiç itiraz etmedim, müşteri karşısında zor duruma düşmesinler diye. Anlayış gösterdim. Bendeki iyi niyete bakar mısınız? Çünkü satılırsa nasılsa bedelini verirler diye düşünüyordum. Sonuçta onların hesabında 1500 TL bakiyem bulunuyordu.

Ertesi gün pikap satıldı dediler. Hayırlı olsun dedim. Pikabımın anlaştığımız bedelini yani 1500 TL'i istedim. "Veremeyiz, nakit olarak 1250 TL öderiz" dediler. Kısaca havadan 250 TL kestiler ! Telefonda ukalaca bir dolu açıklama yaptılar ama bunun hiç bir açıklaması olamaz. Bu nereden bakarsanız bakın, nereden tutarsanız tutun ayıptır, günahtır. Ya nakit 1250 TL ödeyeceklerini söylediler ya da 1500 TL'e onlardan alışveriş yapmak zorunda olduğumu belirttiler. Şaşkınlıktan cümle kuramadım.

Beni yazılarımı okuyanlar ya da tanıyanlar bilir. Hobi adamıyım ben. Hobimi paylaşmaktan büyük keyif alırım. Bu kadar para saçmanın tek amacı bu keyiftir. Ben paraya tamah eden bir insan hiç bir zaman olmadım. Yapıma, mizacıma uygun değil. Ben sadece yapılan bu terbiyesiz, ayıp hareketteyim. Kul hakkı bu kadar kolay alınmamalı. Bunun hesabını vermek hiç kolay değil. Konu para değil kısaca. 1250 TL olmuş şimdi 1500 TL zarar. Hiç önemli değil, çok farketmiyor. Önemli olan keyif ve insan kazanmak bu hobide.

Ancak seneler sonra hobiye geri dönerken, daha 1 nci dakikada böyle bir fırsatçılığa kurban gitmek çok üzdü beni.

Bu tip fırsatçılarla alışveriş sorunsuz ilerlerse onlardan iyisi yokmuş gibi düşünürsünüz. Anlaştığınız fiyatı ödeyip, dükkandan çıkana kadar ilgi alakaları çok çok iyidir. Çok kibardırlar. Bana da başta öyle davrandılar. Denemek için farklı kablolar verdiler, tüm kabloları deneyebilirsiniz dediler. Şaşırdım, bravo dedim hatta piyasada böyleleri de mi varmış dedim. Ama bunlar sizi yanıltmasın. Çünkü ufak bir anlaşmazlıkta maske düşer, gerçek yüzleri ortaya çıkar bu tiplerin. Elinizi verip, kolonuzu kaptırdığınızı acı bir şekilde öğrenirsiniz. Haksızlık karşısında benim gibi şaşırıp kalırsınız.

Yaşadığım bu durumu yakın hifi çevrem ile paylaştığımda meğer bu tiplerin ne mal olduğunu yıllardır bildiklerini öğrendim. Ve anladım ki hiç araştırmadan bu tiplerle alışveriş etmekle ben hata etmişim.

İşte benim düştüğüm hataya siz düşmeyin diye yazıyorum bunları...

Bunların bilinmesi gerektiğini düşündüm. Bunu piyasaya duyurmayı görev edindim. Çünkü eğer bilip de çevremize anlatmazsak, işini doğru düzgün yapan esnaflara da haksızlık oluyor. Bu tipler yüzünden kimse kimseye güvenemiyor piyasada.

Biz keyif hobisi yapıyoruz, hepimiz keyif insanıyız. Keyif insanlarına bu yapılmamalı. Hiç bir insana bu yapılmamalı.

Her şey para değil bu dünyada.



YENİDEN MERHABA !

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba ! :)


Hobi hayatıma bir süredir ara vermiştim. Ancak kısa bir süre önce bu kadar ayrılığın yeterli olduğunu düşünerek tekrar hobiye giriş yaptım. Son 1 ayda aşağıdaki gibi bir setup oluşturdum kendime.

Amfi: Mastersound Compact 845 Lambalı

Hoparlör: Focal Micro Utopia
Pikap: Elipson Omega
Digital kaynak: Dune HD Duo, Focal wireless receiver
Kablolar: Giriş seviyesi ya da stok kablolar




Şimdilik hoparlör ve amfi olarak ana parçalar yerlerine oturmuş durumda. Yapılacak daha çok iş var. Hatta bazı parçalar satıldı ya da gitti bile. Örneğin pikap gitti. Bazı kablolar geldi. Bunlardan zaman içinde bahsedeceğim. (Pikabın beni üzen bir hikayesi var. Esnaf olarak geçinen ama aslında piyasadaki kan emicilerden birini anlatacağım sizlere. Bir sonraki paylaşımda onu anlatacağım. )

Görüşmek üzere. Sevgiler.


23 Eylül 2016 Cuma

DUYURU




Sorular geliyor...  :)

"Bloğa neden artık yazmıyorsun ?"
"Hayırdır , bir sıkıntı mı var hocam ?"
"Yayınlar durdu mu ?"

Hayır , hiçbir sorun ve sıkıntı yok. Öncelikle ilginize teşekkür ederim.

Bloğa düzenli yazmamam ise bilinçli olarak tercih ettiğim bir şey.

Çünkü asıl ilginin , teknik bilgilerin bulunduğu , KİTAP KISMINA kaymasını istiyorum.
Günlük olarak yazmaya kalktığımda , ilginin günlük yazılarıma kaydığını raporlardan gördüğümden , günlük yazılarımı kesme kararı almıştım. Zaten devam etsem doğal olarak bir süre sonra tekrara düşmem maalesef kaçınılmaz olacaktır. Çünkü aklımdaki neredeyse her şeyi kitapta belirttim.

Bu bloğun elinizin altında bulunacak , hobinize destek verecek , temiz bir kaynak olarak kalmasını arzu ediyorum. Bu sebeple çok gerekli bir durum olmadıkça extra bir paylaşımda bulunmayacağım.

Bilgisayar versiyonunda , ekranın sağ tarafında bulunan KİTAP KISMINA ;  mobil versiyonda , cihazınızın tipine göre değişkenlik gösterse de , "Ana Sayfa" yazan bir menü altından ulaşabilirsiniz.

Hadi şimdi beni Okan Bayülgen'in iki parmağı ile yaptığı o işareti yaptığımı ve menüyü gösterdiğimi hayal edin ve sayfalarda gezinmeye başlayın !   :)






17 Haziran 2016 Cuma

AHŞAP İLE PRES




Elinde metal bir kasası olan çoklayıcı priz , elektrik filtresi ya da izolasyon trafosu mu var ?

Elektrik işlerinin döndüğü tüm cihazlarda titreşim diğer cihazlara göre maksimum seviyededir. İşte bu sebeple bu titreşim ile oynayarak , onu yöneterek  ses performansında şaşırtıcı sonuçlar alabilirsin. Bazen cihaz değişiklikleri ile bunun yarısı kadar olacak bir etkiye binlerce TL öderken ; bu basit tweak sana bambaşka ufuklar açabilir.

Öğrenmek istersen kitap kısmında elektrik tweak'leri sayfasını incelemeni öneririm.






16 Haziran 2016 Perşembe

BULMACA




Aşağıdaki şık hoparlörlerin markasını tahmin edebilecek olan var mı?

Tahminlerinizi yorumlar bölümünden alabilirim. (Cevabı duyduğunuzda şaşıracaksınız.)




15 Haziran 2016 Çarşamba

ANALİZ ZAMANI






Meslek analistlik olunca , hayatın sürekli bir analizle geçiyor. Doğal olarak bu sitenin izlenirliğini de , sürekli analiz ediyorum. Bir analiz için yeterli veriyi toplayabilmek  çok önemlidir. Ve bu siteden bana çok etkili veriler akıyor.

-          İzleyenler hangi URL’lerden , sitelerden , forumlardan bağlantı yapmışlar

-          Cepten mi , bilgisayardan mı bağlanmışlar

-          Hangi işletim sistemini kullanıyorlar

-          Hangi ülkeden ve lokasyondan ziyaret etmişler

-          Hangi sayfaları kaçar kişi ziyaret etmiş

-          Eklediğim anket vasıtası ile izleyenlerin nasıl bir sistemi var ? (Stereo , home cinema , kulaklık , sistemi yok)

-          Günlük ziyaret grafikleri


Bu verileri analiz ederek bir çok sonuca varmak mümkün. Örneğin ,

-          İnsanlar daha çok hangi tweak’lerle ilgileniyor ?

-          Türkiye’de hifi hobisi ile ilgilenen insanlar hobinin bu kısmına (yani  tweak’lere)  ne kadar yakın?

-          Sitede kitap kısmında yazılanlar mı insanların ilgisini çekiyor yoksa günlük paylaşımlar mı ?

-          vs vs…  (Benim şu anda ilgilendiklerimi yazdım. Yukarıdaki verilerden daha bir çok sonuca varmak mümkün.)


Bu projeye neden başladım ?

 İnsanlara hobilerinde yardımcı olmak  ;  boşuna para harcamalarını önlemek ; bazı şeyleri yeniden keşfetmek için zaman kaybetmelerinin önüne geçmek ; hobiye bakış açısını genişletmek ; hobilerini daha zevkli hale getirmek öncelikli amaçlarımdı.

Kısaca hifi’den aldıklarımı , hifi’ye vermek için…

 Bu amaçla önce bilgilerimi kağıda dökmeye başladım. Yazdıkça dahası geldi , elimde anlattıklarımı  destekleyip , anlamayı kolaylaştıracak bir çok fotoğrafım da vardı. Ve sonunda bir kitap boyutunda , bir döküman çıktı ortaya...

TWEAK’HANE / Bir Audiophile’in Notları
(HIFI Ses Sistemleri İyileştirme Önerileri)
A5 boyutunda
113899 karakter
18092 sözcük
138 fotoğraf (kendi çekimim)
Toplam : 260 sayfa
Harcanan süre:  2 ay ( Günde ortalama 6-7 saatlik mesai ile)

 Önce bunu kitap olarak yayınlayayım dedim. Araştırdım , kapak tasarımına kadar yapıldı. Ancak kendi isteği ile yayınlayacak bir yayıncı bulmak şans gibi bir şeydi. Bir de böylesine spesifik bir konuda… Kendim cebimden harcasam dedim. Meşakkatli ve masraflı bir işti. Aslında insanların ilgisinden emin olsam , onu da yapardım. Ancak ülkemizde kitap alma ve okuma alışkanlığına olan şüphelerimden  , bunu bir sitede insanlara sunmak daha sonradan mantıklı gelmeye başladı.  

Ancak itiraf edeyim , hayalim bu değildi.  İnsanların CD rafında , sürekli ellerinin altında bulunacak , oldukça kaliteli bir malzemeden (parlak kuşe kağıt , kalın mukavva ve laklı kapak , tamamı renkli basılmış , içinde sürprizler olan ) bir kaynaktı  hayalim.

Siteyi açtığım süreden , şu ana kadar geçen zamanda yaklaşık 4700 kişi ziyaret etmiş.

Fena bir rakam değil , herkesin ilgisine çok teşekkür ederim.  Bu rakamı gördüğünüzde aklınıza ilk gelen şey  nedir ?

İnsanların tweak’lere bayağı bir ilgili olduğu değil mi ?

Ancak veriler öyle söylemiyor…  Buyrun birlikte inceleyelim.


Kitap Bölümü

Giriş
Sayfa görüntüleme sayısı
1 Haz 2016,
22
27 May 2016,
14
28 May 2016,
12
27 May 2016,
11
27 May 2016,
11
27 May 2016,
11
27 May 2016,
11
27 May 2016,
10
28 May 2016,
9
27 May 2016,
7




Peki asıl reyting’i neresi alıyor ?

Yaptığım günlük paylaşımlar. Buyrun… 


Günlük Paylaşım Bölümü

Giriş
Sayfa görüntüleme sayısı
31 May 2016,
58
1 Haz 2016,
38
8 Haz 2016,
35
2 Haz 2016,
23
30 May 2016,
15
2 Haz 2016,
15
28 May 2016,
11
29 May 2016,
6


Bir süredir özellikle yazmıyorum. Ve sitenin genel izlenirliğinin de o oranda düştüğünü gözlemliyorum.

Ancak benim asıl hedefim  , bu sitede sizlerle günlük paylaşım yapmak değil arkadaşlar. Bunu senelerce yaptım , buna ihtiyaç yok.

Asıl hedefim , insanlara tweak’lerle ilgili bilgileri ulaştırmak. Onları tweak’lere inandırmak , kullanmalarını sağlamak.

Eğer tweak’lerle ve yöntemlerle ilgili bir inançsızlık varsa ;  iki odyofil dostumun , tweak’lerimle ilgili yorumlarını alıntılayarak bitirmek isterim.Belki bu inancı geliştirmeye bir faydası olabilir. 

“Oben’de dinleti yapıp da tweak denemesi yapmadan olur mu?  İlk başta ufak numaralarla başladı. 10 cm.’lik bir çubuğun yerini değiştirerek seste oluşan nüansları gözlemledik ve buraya kadar ruh halim normaldi. O abanoz küpleri sehpaların üzerinden indirmez olaydık. "Hohohoho" diye gülsem mi , yoksa "çok sert oldu" diye ağlasam mı ; “Oben’nin müridi olup , Nepal’de kendime abanozdan ahşap bir ev yaptırıp , nirvanaya mı ulaşsam?”  şeklinde karışık duygular içinde buldum kendimi. Bakın bu sefer nuansdan bahsetmiyorum , bildiğiniz sistem çöktü o küpleri yere indirince... Hani sistemdeki kabloları söküp de en sıradan basit kablolara geçmişsiniz gibi bir his bu...Ben akıl sağlığım açısından nasılını niçinini çok sorgulamadım… “




“…. Burada sistemin nasıl çaldığı konusundan çok , yaptığın tweak’lerin sisteme ne kadar etki yaptığını hissetmekti aslında beni şaşırtan. Zaten sistem bileşenlerin çok uyumlu olduğundan beklediğim sound’u duydum . Sistem çok iyi çalıyor ancak midlerin üst kısımları biraz sert ve hoparlörler olması gerekenden yukarıda gibi bilmiş eleştirilerimi “bir saniye” diyerek Ülker Dido büyüklüğünde ve ağırlığı 5 gramı geçmeyecek bir parçanın yerini 10cm değiştirerek eleştirilerimi çürüttüğüne tanık olduk. Bence mekanik bir ekolayzır yapmışsın tweak’lerinle…





Şunu hiç unutma ; ne kadar kaliteli olursa olsun , ne kadar para harcarsan harca , almış olduğun cihazları öylece üst üste koyup , hoparlörleri bir köşeye bırakıp , bir sistemin maksimum veriminde çalmasını beklemek , bu dünyada yaşayabileceğin en iyimser düşüncen olacaktır.


Saygılar

Oben